2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı çatısı altında kurulan ve sürdürülebilir koruma yaklaşımını İstanbul’da ilk kez hayata geçiren İBB Miras, önleyici koruma alanında Türkiye için de örnek teşkil ediyor.
İstanbul’un kültür mirasına yönelik önleyici koruma ve restorasyon faaliyetleri gerçekleştiren bu oluşum; kültür varlıklarını düzenli olarak izleyip güncel halleriyle belgeleyerek ihtiyaç duyulan yerlerde basit bakım, onarım, arkeolojik kazı ya da restorasyon uygulamalarını hayata geçiriyor. Bu sayede yakın gelecekte ilgili yapılarda meydana gelebilecek daha büyük tahribatlar için gerekli önlemler çok önceden alınmış oluyor.
İBB Miras, rutin olarak gezilen 21 ilçede, 42 rotada ve 1315 ayrı noktadan güncel veri elde İBB Miras, sosyal medya ve İBB Çözüm Merkezi başvurularından gelen bildirimlerle de harekete geçiyor.
2019 – 2023 tarihleri arasında İstanbul’un dört bir yanında toplam 180 çeşme, 420 tarihi hazire, 13 tarihi türbe ve 18 anıtta bakım, onarım çalışmaları yürüten İBB Miras, “Örselenmiş bir tarih şehrine vefa duyar…” mottosuyla şehrin binlerce yıllık kültür mirasını koruma altına alarak geleceğe taşımayı sürdürüyor.
Kadırga Meydanı Acı Su Çeşmesi’nin Suyu Akar Hale Getirildi
Kadırga Meydanı Acı Su Çeşmesi, Fatih Şehsuvarbey Mahallesi’nde, Kadırga Limanı Caddesi ile Piyerloti Caddesi köşesinde yer alıyor. Kitabesi mevcut olmadığı için yapım tarihi bilinmeyen çeşmenin bânisi hakkında da net bir bilgi bulunmamakla birlikte, yaptıranın Mısır Valisi Hatipzade Yahya Paşa olduğu düşünülüyor.
Çeşmenin, “Acı Su Çeşmesi” olarak da adlandırılmasına, vaktiyle burada akan suyun, bir kaynak suyu olmasının neden olduğu sanılıyor. Tek cepheli, çift musluklu bir köşe çeşmesi olarak tasarlanan ve tümüyle kesme küfeki taşından inşa edilen çeşme oldukça sade bir görünüme sahip.
Yahya Paşa’nın Yadigarı Bakım Ve Onarımdan Geçirildi
Beyoğlu Azapkapı, Yelkenciler Caddesi’nde, Kürkçü Kapısı dışında bulunan ve 1732 yılına tarihlenen Kaptan-ı Derya Hatipzade Yahya Paşa Çeşmesi, 18. yüzyıl Osmanlı döneminin önemli devlet adamlarından olan Hatipzade Yahya Paşa’dan İstanbul’a yadigâr kalmıştır. Kesme taştan, Lale Devri üslubunda tasarlanmıştır. Küp gövdeli meydan ve iskele çeşmesi olarak inşa edilen tarihi çeşme, günümüze harap bir biçimde ulaşmıştır.
Bahriye Nazırı Hasanpaşa Çeşmesi Yeniden Hayat Buldu
Kartal’da, Yakacık Mahallesi’nde konumlanan Bahriye Nazırı Hasanpaşa Çeşmesi, kitabesine göre 1897 yılına tarihleniyor. II. Abdülhamit döneminin önemli askerlerinden ve devlet adamlarından biri olan Bahriye Nazırı Hasan Paşa tarafından yaptırılan çeşme, tek yüzlü bir meydan çeşmesi olarak kurgulandı.
Kısıklı Abdullah Ağa Çeşmesi Korumaya Alındı
Üsküdar’da, Kısıklı Mahallesi’nde konumlanan Kısıklı Abdullah Ağa Çeşmesi’nin yapım tarihi ve bânisi hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor.
Bazı kaynaklar III. Murat’ın bostancıbaşısı tarafından yaptırıldığını, bazıları ise Çelebi Mehmet’in şeyhi İvaz Fakih Efendi tarafından inşa ettirildiğini öne sürüyor.
Tek cepheli duvar çeşmesi olarak kurgulanan yapının tamir kitabesinde, 1914-1917 yıllarında onarımdan geçtiği anlaşılıyor. Onarım tarihinden ve süsleme programından hareketle I. Ulusal Mimarlık Dönemi’ni yansıttığı düşünülen; iki yanında kum saati formlu zarif sütunceler bulunan çeşme, Enbiyâ Suresi, 30. yeti’nin celi sülüs ile yazılı olduğu altın varaklı kitabesi ve kitabenin sağında-solunda yer alan bitkisel süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Kısıklı Çeşmesi İyileştirildi
Üsküdar’da, Kısıklı Mahallesi’nde konumlanan Kısıklı Çeşmesi’nin kitabesi mevcut olmadığında yapım tarihi ve bânisi bilinmiyor. 1995 yılında onarımdan geçen çeşme, basık kemer formlu bir duvar çeşmesi olarak tasarlandı. Taş malzemeden yapılan çeşmenin her iki yanında dinlenme sekisi bulunuyor.
Murat Paşa Çeşmesi Restorasyondan Geçirildi
Fatih’te, Molla Gürani Mahallesi’nde konumlanan bir duvar çeşmesi olan Murat Paşa Çeşmesi, 17. yüzyıl başında, Sadrazam Kara Davud Paşa tarafından yaptırıldı. Klasik üslupta, kesme taştan inşa edilen çeşmenin kitabesinde, sülüs hat ile yazılan İnsan Suresi’nin 29. Ayeti yer alıyor. Kitabesinin altında sivri kemer formlu bir nişin bulunduğu çeşmenin mermer ayna taşında herhangi bir tezyinata rastlanmıyor.
Ortaköy Damat İbrahim Paşa Çeşmesi’nin İhtiyaçları Karşılandı
Beşiktaş’ta, Mecidiye Mahallesi’nde bulunan Ortaköy Damat İbrahim Paşa Çeşmesi, 1723 yılına tarihleniyor. Kitabesine göre Damat İbrahim Paşa’nın kızı Hibettullah Hanım ve eşi Kethüda Mehmet Paşa tarafından yaptırılan çeşme, tamamen mermerden tasarlanan, dikdörtgen planlı bir meydan çeşmesi. Mukarnaslı bordürleri, servi ağacı motifleri ve kabartma olarak işlenen çiçek motifleri ile oldukça zarif bir görünüm sergileyen tarihi çeşmenin her iki yanında, ana çeşmenin tezyinatı ile estetik bağ kuran kuzu çeşmeleri bulunuyor.
Azapkapı Saliha Sultan Sebili Ve Çeşmesi Eski Değerine Kavuştu
Azapkapı Sokullu Mehmet Paşa Camisi’nin kuzeyinde, Beyoğlu Arap Camii Mahallesi’nde bulunan Saliha Sultan Sebili ve Çeşmesi, I. Mahmut tarafından annesi Saliha Sultan adına yaptırıldı. Kitabesine göre, 1732-33’te yıllarına tarihlenen çeşme, Hassa Mimarbaşı Kayserili Mustafa Ağa tarafından inşa edildi. Lale Devri’nin en güzel örnekleri arasında yer alan sebil, mermer yüzeylerine işlenen vazo içinde çiçekler ve tabak içinde kabartma meyvelerle öne çıkıyor. Bitkisel bezemelerin incelikli bir taş işçiliğiyle sanata dönüştüğü süslemeler arasında çeşmenin uzun kitâbe metinleri yer alıyor. Çeşme ve sebil üstündeki kitabe metinleri, 18. yüzyılın ünlü şairlerinden Seyyid Vehbî’nin imzasını taşıyor.
Semiz Ali Paşa Çeşmesi İBB Miras Çalışmasına Dahil Edildi
Eyüp’te, Cezeri Kasım Paşa Camisi yakınlarında konumlanan Semiz Ali Paşa Çeşmesi, 1561-1565 yılları arasında sadrazamlık yapan bir Osmanlı devlet adamı olan Sadrazam Semiz Ali Paşa tarafından 1558 de yaptırıldı. Halk arasında “İki Yüzlü Çeşme” olarak da adlandırılan yapı, klasik üslupta inşa edilen iki cepheli bir köşe çeşmesidir. Taş âlemli çatısı dâhil her tarafı kesme taştan yapılmış ihtişamlı bir çeşme olarak dikkat çeken Semiz Ali Paşa Çeşmesi’nin ön cephe çeşmesi Hz. Hüseyin’in, diğer taraftaki çeşmesi ise Hz. Hasan’ın ruhuna ithaf edildi.
Siyavuş Paşa Çeşmesi Emin Ellerde
Eyüp Merkez Mahallesi’nde bulunan Siyavuş Paşa Çeşmesi, 1602 yılında, Mimar Sinan’ın eseri olan Siyavuş Paşa Türbesi’nin ön tarafında, türbeye bitişik nizamda yaptırıldı. Yarım daire bir çerçeve ile sınırlandırılmış, tâ’lik hatla yazılı üç satırlık bir kitabesi bulunan çeşme, klasik dönem Osmanlı mimarisini yansıtmasıyla dikkat çekiyor.
Abdülhak Hamit Tarhan’ın Mezarı Bakıma Alındı
Abdülhak Hamit Tarhan, 5 Şubat 1852’de Hayrullah Efendi ve Müntehâ Nasip Hanım’ın oğlu olarak Büyükbabası Hekimbaşı Abdülhak Molla’nın Bebek’teki Pembe Yalı’da doğdu. Bulunduğu semtin mahalle mektebinde ve Hisar Rüştiyesi’nde bir süre okuduğu biliniyor.
Asım Bezirci, “Kolejimsi bir Fransız okuluna girdi, Fransızcasını geliştirdi. Ayrıca, Edremitli Bahaaddin Efendi’den Arapça ve Farsça öğreniyordu.” ifadeleriyle eğitim bilgisini aktarıyor. 1874 yılında Piri-zâde ailesinden Fatma Hanım’la Edirne’de evlendi ancak 1885 yılında Fatma Hanım Beyrut yolculukları dönüşünde veremden dolayı vefat etti.
Tanzimat Dönemi’nin en önemli şair ve yazarlarından olan Abdülhak Hamit Tarhan’ın, Maliye Mühimme Kalemi, Şûra-yı Devlet ve Sadaret Mektubi Kalemi’nde memurluklarda bulunduğu biliniyor. 1881 yılında Poti’ye, birkaç ay sonra da konsolos olarak Golos’a atandı. 1883’de Bombay başşehbenderi, 1886’da Londra elçiliği başkâtibi, 1897’de Londra’ya elçilik müsteşarı olarak atandı. 1914 yılında Meclis-i yan üyeliğine atanan Abdülhak Hamit Tarhan, 1917’de bu meclisin ikinci başkanı oldu. 1928’de TBMM’ye İstanbul milletvekili olarak girdi ve ölümüne dek bu görevinde kaldı. 13 Nisan 1937’de Maçka Palas’taki odasında zatürreeden vefat etti.
Abdülhak Hamit Tarhan’ın Eserleri:
Makber, Ölü, Hacle, Baladan Bir Ses, Validem, Sahra, Divaneliklerim, Bir Sefilenin Hasbıhali, İlham-ı Vatan, Garam, Hep Yahut Hiç isminde eserleri bulunuyor.
Aya Paraskevi Rum Mezarlığı’nın Bakımı Yapıldı
Beyoğlu’nda, Piripaşa Mahallesi’nde konumlanan ve Azize Paraskevi’ye adanmış olan Ayia Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi, 1692 yılına tarihleniyor. İçerisinde erken döneme uzanan ikonalar barındırması nedeniyle önem arz eden yapı, aynı zamanda cemaatin önde gelenlerinin gömüldüğü yer olma özelliğine de sahip.
Seyyid Abdullahim Efendi Kabri ve Haziresi Geleceğe Aktarıldı
Eyüp Merkez Mahallesi, Silahtarağa Caddesi’nde, Bahâriye Mevlevîhânesi civarında bulunan Taşlıburun Tekkesi, Belgradlı Lagari Şeyh Mehmet Efendi (1093/1682) tarafından tesis edilen bir Melâmi / Bayrâmi tekkesi olarak kayıtlara geçti. Zaman içinde Bektaşilikle anılan tekke, son olarak Mehmed Sadeddin Efendi ile Sâdiliğe intikal etti.
Günümüze sadece bazı kalıntıları ulaşan tekkenin haziresi önemli şahsiyetlere ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 150 civarında şahidenin yer aldığı haziredeki en eski tarihli (1698) mezar taşı, “Abdülkadir Kulu” isimli bir şahsa ait. Yedikuleli hattat Seyyid Abdullah Efendi’ye ait, 1731 tarihli mezar taşı ise ikinci eski mezar taşı.
.Fikret Mualla’nın Kabri Bakım Ve Onarımdan Geçirildi
19 Temmuz 1967 yılında Paris’te hayatını kaybeden ve Fransa’da bir mezarlıkta defnedilen Fikret Mualla’nın cenazesi, vasiyeti üzerine 1974 yılında Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve dönemin Dış İşleri Bakanı Hasan Esat Işık’ın girişimiyle Türkiye’ye getirildi. Değerli ismin kabri, İBB Miras’ın önleyici koruma çalışmaları kapsamında bakım ve onarımdan geçirildi.
Yapıtlarıyla dünyaca tanınan ressam Fikret Mualla’nın kabri, Karacaahmet Mezarlığı’nda bulunuyor. Çağdaş Türk resminin ekspresyonist temsilcilerinden olan, resimlerinde gündelik hayatı ve sıradan insanları yansıtan sanatçı, çok renkli yüzey boyamaları ve hareketli figüratif yorumlarıyla da biliniyor.
Gizlice Evliya Kabri ve Haziresi Hak Ettiği Değere Kavuştu
Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdayi Mahallesi, Açık Türbe Sokak’ta konumlanan Gizlice Evliya Kabri ve Haziresi’nin yanında günümüze ulaşmayan bir tekkenin olduğu biliniyor. 6.-17. yüzyıllar arasında yaşadığı düşünülen Gizlice Evliya’nın ebediyete kavuştuğu hazirede, iki kabir daha yer alıyor.
Kare bir alanı kaplayan hazirede, Gizlice Evliya’ya ait olduğu düşünülen bir mezar taşı, bitkisel bezemeli motiflere sahip kitabeli bir şahide ve süslemesiz silindirik formlu mezar taşları bulunuyor.
Gözoğlu Türbesi Tahribattan Arındırıldı
Eyüpsultan Mezarlığı’nın devamı mahiyetinde olan, Ebusuud Efendi Sokak Eyüp-Merkez Mahallesi sınırları arasında konumlanan Gözoğlu Şeyh Hüseyin Efendi Türbesi, vaktiyle Anadolu Tasavvufu’nun İstanbul’daki en önemli duraklarından biri olan Taşlıburun Tekkesi içinde yer alıyor.
Tekkenin ikinci postnişini Eyüplü Gözoğlu Şeyh Hüseyin Efendi’nin ebedi mabedi olan ve 1738 yılına tarihlenen türbe, İBB Miras koruması altına alınarak yılların verdiği tahribattan arındırıldı.
Yunus Paşa’nın Hatırası Fatih’te Yaşıyor
Fatih’te, Mercan Mahallesi’nde bulunan Has Yunus Bey Türbesi, Fatih Sultan Mehmet dönemi kaptan-ı deryalarından olan Has Yunus Paşa’nın hatırasını yaşatıyor. Bir sıra taş, iki sıra tuğla örgüyle inşa edilen türbenin ön cephesinde, küçük bir kapı ile yeşil boyalı ve demir korkulukla kapatılan bir pencere bulunuyor. Zemini mermer kaplı olan türbede yeşil örtülü bir sanduka ve sandukanın önünde sivri kemer formlu Latin harfli kitabesi olan mezar taşı yer alıyor.
İhtifalci Ziya Bey’in Mezarına İBB Miras Sahip Çıktı
Türkiye tarihinde önemli izler bırakmış kişilerin, olayların yıldönümlerinde ihtifaller (anma törenleri) düzenlemesi sebebiyle, “ihtifalci” lakabı ile anılan Mehmed Ziya Bey, sicill-i ahvâl defterlerine göre H. 1283 (M. 1866-1867) yılında Süleymaniye semtinde doğdu. İstanbul’u sokak sokak gezdiği bilinen İstanbul tarihçisi Mehmed Ziya Bey, tarihi eserler hakkında araştırmalar yapıp incelemelerde bulundu; birçok önemli esere imza attı. 7 Mart 1930 tarihinde vefat etti.
Kepenekçi Sinan Medresesi İBB Miras’a Emanet
Fatih Demirtaş Mahallesi, Kepenekçi Medresesi Sokağı’nda konumlanan Kepenekçi Sinan Medresesi, kaynaklara göre II. Süleyman dönemine tarihleniyor. 1546 tarihli İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri’nde, 1545 yılında II. Süleyman dönemi uleması olan Kepenekçi Hoca Sinan tarafından yaptırıldığı aktarılan ve Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan medrese, açık avlunu plan tipine sahip. 11 odalı tarihi yapının yer aldığı adanın köşesinde ise kare planlı bir dershane bulunuyor.
Has Murat Paşa Camii Ve Külliyesi’nin Hazire Bütünlüğü Sağlandı
Aksaray’da, Millet Caddesi ile Vatan Caddesi’nin kesiştiği yapı adasında, her iki caddeye cephe verecek şekilde konumlanan Murat Paşa Camii ve Külliyesi, 1470-73 yıllarında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Has Murat Paşa tarafından yaptırıldı.
Aslen medresesi, hamamı, aşevi de bulunan bir külliye olan tarihi yapı, zaman içinde külliye birimlerinin bütünlüğü bozularak günümüze ulaştı. Mihrap yönünde sekizgen planlı yüksek kasnaklı iki kubbeyle örtülü iki ana harim biriminden, yanlarda aynı planda daha küçük kubbelerle örtülü iki tabhane, minare ve son cemaat yerinden oluşan Murat Paşa Camii’nin güneyinde ise hazire yer alıyor.
19. yüzyıla kadar kullanılan ve Sadrazam Mesih Paşa, Kara Dâvud Paşa, Şeyhülislâm Pîrîzâde Osman Sâhib Efendi, Altıparmak İbrâhim Efendi gibi önemli şahısların gömüldüğü hazire, farklı yüzyılların süsleme anlayışını yansıtan mezar taşlarıyla önem kazanıyor.
Rifâî Tekkesi Haziresi’nin Restorasyon Çalışması Tamamlandı
Rifâi Tekkesi, Osmanlı İstanbul’unda yüklendiği sembolik anlam dolayısıyla Anadolu ve Rumeli’deki Rifâî tekkelerinin merkezi haline geldi. Perşembe günleri ayin yapılması nedeniyle halk arasında “Perşembe Dergâhı” olarak da anıldı. 13 Haziran 1942’de çıkan bir yangında tekkenin büyük bir kısmı yanarak yok oldu. Günümüze sadece Gündoğumu Caddesi üzerindeki tarihi mezarlık (hazire) ulaştı.
Saçlı Abdülkadir Efendi Türbesi’nin Bütünlüğü Sağlandı
Eyüp Merkez Mahallesi, Kalenderhane Caddesi üzerinde konumlanan Saçlı Abdülkadir Efendi Türbesi, 1537 yılında, “Şeyhi” lakabı ile meşhur Şeyhü’l-İslâm Abdülkadir Efendi tarafından vefat eden babası, Sivasi tekkesi şeyhi Abdürrahim Efendi’nin kabri üzerine yaptırıldı.
Şeyh Selim Efendi Tekkesi’ndeki Çalışmalar Tamamlandı
Farklı isimlerle anılan Şeyh Selim Efendi Tekkesi, Üsküdar’da Küçük Sarmaşık Sokak ile Toygar Hamza Sokak arasındaki arazi üzerinde kuruldu. Osmanlı arşiv belgelerine göre tekke, 1800 yılında Şeyh Selim Efendi tarafından inşa edildi. Bir başka görüş ise Şeyh Musa Efendi tarafından Nakşibendi tekkesi olarak tesis edildiği yönünde. Bu sebeple aynı zamanda “Musa Baba Tekkesi” olarak da anılıyor. Haziresinde alim, müellif ve mutasavvıf gibi kişilerin defnedildiği tarihi alanda, kitabesi mevcut olan ve 12’si kadınlara ait 18 mezar taşı bulunuyor.
Hızır Bey’in Kabrine İBB Miras Dokunuşu
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nın 2. ve 3. blokları arasında yer alıyor. Voynuk Şücaaddin Camii Haziresi olarak da bilinen türbenin mezar taşında herhangi bir tarih bulunmasa da yazı üzerinden yapılan tarihlemede, Hicri 863 (Miladi 1458-1459) senesine ulaşıldığı biliniyor.
Anıta ilk ziyaret, 14 Aralık 1973 günü İstanbul seçimlerinde en yüksek %63 oyu alan Cumhuriyet Halk Partisi’nden belediye başkanı Ahmet İsvan tarafından yapıldı. İsvan, mazbatayı aldığı gün anıtı ziyaret ederek bir geleneği de başlatmış oldu. Bugün kabrin duvarında bulunan kitabe de 1972-73 yıllarında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında mezarda yerini aldı.
Markiz Pastanesi Cadde’yi Selamlıyor
Beyoğlu’nun en önemli pasajlarından biri olan Şark Aynalı Pasajı’nın İstiklâl’e bakan cephesinde konumlanan Markiz Pastanesi, 1937 yılında Avedis Ohanyan Çakır’ın girişimiyle açıldı. Dönemin ruhunu temsil etmesi; sanatçıların, edebiyatçıların, devlet adamlarının ve önemli iş insanlarının buluşma noktası olması sebebiyle Beyoğlu’nun simge mekânlarından birine dönüşen Markiz’in dekoratif öğeleri de en az ev sahipliği yaptığı hikâyeler kadar çekici.
Pierre Loti, Ziya Paşa, Abdülhak Hamit, Şinasi Efendi, Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yahya Kemal, Namık Kemal, Orhan Veli Kanık, Tevfik Fikret, İlhan Berk, Salâh Birsel, Nazlı Eray, Selim İleri, Haldun Taner gibi değerli isimlerden oluşan ünlü müdavim listesi, Prof. Dr. Mazhar Resmor’un imzasını taşıyan vitrayları ve onu bugün de benzersiz kılan Sonbahar (L’ Automne) ile İlkbahar (Le’ Printemps) çini panoları, Markiz denince akla ilk gelenler arasındadır.
Çok Beyoğlu hafızasının önemli bir durağı olan Markiz, değişmeden günümüze ulaşan az sayıdaki mekândan biri olması sebebiyle de özel bir yere sahiptir. Farklı dönemlerde farklı işletmelerce kullanılarak bugünlere gelen pastane, uzun bir süredir İstiklâl Caddesi’nin kalabalığı ve hareketliliği içinde hatırlanmayı beklemektedir.
Sarıyer Kanlı Kavak Çeşmesi İşlev Kazandı
Sarıyer’de bulunan Kanlıkavak Çeşmesi; Emirgan Mahallesi, Hekim Ata Caddesi’nde konumlanıyor. Süsleme üslubundan dolayı 19. yüzyıl başlarına tarihlendiği düşünülen çeşmenin bânisi ise bilinmiyor.
Kitabesi günümüze ulaşmayan tarihi çeşmenin yan cephesinde yer alan kitabesinden, 1988 yılında Ziya ve Savcı Çelikbilek’in anısına onarımı yapıldığı anlaşılıyor. Dikdörtgen planlı, mermerden yapılmış bir sokak çeşmesi özelliği taşıyan Kanlıkavak Çeşmesi’nin ayna taşı, süslemeleri ve zarafetiyle dikkat çekiyor. Mevcut izlerden iki musluğunun var olduğu ve zaman içinde bunların iptal edilerek daha üst kısımda yeni bir musluk takıldığı görülüyor.
Şeyhülislam Mirzazâde Mehmet Said Efendi Çeşmesi Koruma Altında
Üsküdar’da, Sultantepe Mahallesi’nde konumlanan Şeyhülislam Mirzazâde Mehmet Said Efendi Çeşmesi’nin, mimari özellikleri itibarıyla 18. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor.
Özgün kitabesi günümüze ulaşmaya çeşmenin 18. yüzyılda Süleymâniye müderrisliği, kadılık ve ardından şeyhülislamlık görevlerinde bulunan Mehmet Said Efendi tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Kesme taştan inşa edilen, dikdörtgen planlı bir namazgâh çeşmesi olan yapı, rokoko üslubundaki bezemeleri, akant yaprakları ve istiridye motifleriyle döneminin süsleme anlayışını temsil ediyor.
Şişli Hamidiye Çeşmesi Koruma Altında
Şişli’de, Mecidiyeköy Mahallesi’nde konumlanan Hamidiye Çeşmesi, II. Abdülhamit tarafından 1900-1902 yıllarında yaptırıldı. “Hamidiye Suları” olarak bilinen su sistemine bağlı olan çeşmenin taç kısmında, mermer üzerinde tuğra ile “Hamidiye Çeşmesi” yazısı ve “H.1318-M. 1900” tarihi yer alıyor.
Yapının ince bir taş işçiliğinin sergilendiği kurnası, gördüğü tamirlere rağmen orijinal durumunu koruyarak günümüze ulaşmayı başardı.
İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 03.05.2013 tarih ve 1297 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen çeşmenin koruma grubu ise I olarak belirlendi.
Taksim Kaskatlı Havuz’na Cephe Temizliği
Beyoğlu’nda, Taksim Meydanı’nda konumlanan Kaskatlı Havuz’un, Taksim Su Haznesi’ne Cumhuriyet dönemi onarımlarında eklendiği düşünülüyor. Bânisi bilinmeyen yapının kitabesi de mevcut değil.
Taksim Maksemi’ne gelen suyun kesilmesi halinde, su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan “Su Haznesi”ni estetik bir görünümle gizleyen “Çeşmeli Duvar”a bitişik olarak konumlanan “Kaskatlı Havuz”, beş katlı olarak tasarlandı.
Mevcut durumu İBB Miras tarafından belgelenen yapıya, önleyici koruma çalışmaları kapsamında genel cephe temizliği uygulandı.
Üsküdar Hüseyin Avni Çeşmesi Suya Kavuştu
Üsküdar Sultantepe Mahallesi, Paşa Limanı Caddesi’nde konumlanan Hüseyin Avni Paşa Çeşmesi, 1874 yılına tarihleniyor. Bânisi, Sultan Abdülaziz döneminin ünlü asker ve devlet adamlarından Hüseyin Avni Paşa olan yapı, tamamen mermerden, neoklasik üslup özelliklerine sahip bir duvar çeşmesi olarak kurgulandı.
Süsleme programında dönem üslubunu yansıtan S ve C kıvrımları, akantus yaprakları, volütler ve istiridye motifleri öne çıkan tarihi çeşmenin mevcut durumu
Vezir Mehmet Paşa Çeşmesi Hak Ettiği Değere Kavuştu
Küçükçekmece’de, Fatih Mahallesi’nde bulunan bir meydan çeşmesi olan Vezir Mehmet Paşa Çeşmesi, 1642 yılında inşa edildi; 1744 yılında onarım gördü.
Çeşmenin bânisinin, iki dönem sadrazamlık yaptığı bilinen Sultanzade Mehmet Paşa olduğu düşünülüyor. Çeşmenin ihyası ise Hasan Beşe El-Kasab tarafından gerçekleştirildi ve bu dönemde yapıya bir onarım kitabesi eklendi. 2012 yılında geçirdiği kapsamlı onarım sürecinin ardından orijinal taş dokusu tümüyle yenilenen çeşmenin, kitabeleri ve ayna taşı özgün durumunu koruyor.
Vuslat Kadın Çeşmesi’ne İBB Miras Sahip Çıktı
Beyoğlu Eren Sokak’ta bulunan Vuslat Kadın Çeşmesi, 1732 yılına tarihleniyor.
Bânisi, I. Mahmut’un kadınlarından olduğu bilinen Vuslat Kadın olan çeşmenin kitabesi ise III. Ahmet döneminin önde gelen şairlerinden olan Seyyid Vehbî’nin imzasını taşıyor. Eyyühüm Ahmet Camisi avlusunda yer alan ve klasik üslupla kesme küfeki taşından inşa edilen çeşme, İBB Miras tarafından mevcut durumuyla belgelenerek önleyici koruma çalışmalarına dâhil edildi.