Osmanlı’da Batılılaşmanın en önemli adımlarından biri olarak hayata geçirilen; hem ekonomik hem de sosyo-kültürel açıdan imparatorluk başkentinin dönüşümünü üstlenen kurumların başında gelen Feshane-i Amire, yeniden İstanbul’un çekim merkezi olmak için kapılarını açtı.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan yaklaşık 200 yıllık tanıklığıyla bir sanayi yapısının çok ötesine geçen; çağdaşlaşmaya işaret eden öncü rolü, kuşaklar boyu okul görevi üstlenen fonksiyonları ve sosyal hayata etkisiyle şehrin hafızasıyla bütünleşen önemli bir endüstri mirası olan Feshane, İBB Miras ile yılların yorgunluğunu üzerinden attı. İstanbul’un kültür varlıklarını koruma altına almakla yetinmeyip yeni yaşam alanları olarak kent hayatına kazandırmayı bir misyon edinen İBB Miras, Feshane’de de benzer bir çalışma sergiledi.
Evrensel koruma ilkeleri doğrultusunda geleneksel malzeme ve tekniklerle hayata geçirilen restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmalarıyla tarihî yapının kapsamlı bir şekilde güçlendirilmesi sağlandı. Zeminden çatıya; özgün su kanallarından Belçika menşeili özgün çelik kolonlarına; duvarlarından ahşap doğramalarına, su kulesinden depo binalarına adım adım ilerleyen uygulamalar, peyzaj düzenlemeleriyle bütünleşerek Feshane-i Amire’yi “Artİstanbul Feshane”ye dönüştürdü.
Tüm geçmişi boyunca Haliç’te yaşamın nabzını tutan simge yapılardan birinde hayat bulan Artİstanbul Feshane; çağdaş sanata açılan sergi salonları, sanat dünyasından zengin bir içerik sunan kütüphanesi, sosyal mekânları, kongre, atölye ve okuma alanlarıyla İstanbul’da sanatın nabzını tutan öncü bir merkez olarak tasarlandı.
İBB Miras, Feshane’yi özgün haliyle koruma altına alırken tıpkı Müze Gazhane, Kütüphane Troleybüs, Cendere Sanat, Yedikule Gazhanesi ve benzer alanlarda olduğu gibi kamusal bir kültür mekânı olarak kent hayatına kazandırdı.
8 bin metrekarelik alanda konumlanan bir sanat odağı olarak dikkat çeken Artİstanbul Feshane, sunduğu çok yönlü içerikle sadece İstanbul’un değil ülkenin de önemli sanat duraklarından biri olarak sanat dünyasına ivme kazandıracak.
Artİstanbul Feshane’de İlk Sergi: “Ortadan Başlamak”
Ev sahipliği yapacağı kültürel etkinliklerin yanı sıra kafe, restoran, mağaza ve yeşil alanlarıyla da İstanbullulara nefes aldırmaya hazırlanan Artİstanbul Feshane, “Ortadan Başlamak” sergisiyle sanat dünyasını selamlıyor.
19 küratör ve 300 sanatçının 400’den fazla eserlerini farklı teknikler ve dönemler üzerinden bir araya getiren sergi; her anın bir başlangıç ihtimali olduğunu müjdeleyen umutvar bir kavramsal çerçeveye yerleşiyor. Sergiye adını veren “Ortadan Başlamak” fikri, çoğulluğu ve farklılığı överken, parça ve bütünü hem özerk hem bir arada tahayyül etmeyi öneriyor. Yenilenmek için uygun zamanı ve mekânı beklemenin gerekli olup olmadığını tartışan sergi; şimdi ve burada, geçmişe aynı anda açılan bir geçit bulabileceğimizi düşündürüyor.
Feshane-i Amire Tarihçe
İstanbul’un önemli endüstri mirası yapılarından Feshane-i Amire’nin hikâyesi, 1827 yılında Kadırga Cündi Meydanı’nda fes üretimi yapan bir imalathane ile başladı. 1827-1833 yılları arasında ordunun ve halkın fes ihtiyacını karşılamak üzere geleneksel tekniklerle üretimlerini sürdüren Kadırga’daki Feshane, 1833 yılında Eyüp Defterdar İskelesi’ndeki Beyhan Sultan Sarayı olarak belirlenen yeni yerine taşındı. Taşınma sürecinin ardından yoğun bir faaliyet dönemine giren Feshane’de başta fes olmak üzere çuha, elbise kumaşı, döşeme kumaşı, askeri çizmeler, düğmeler, seccade, halı ve kilim gibi çeşitli tekstil ürünleri üretildi. 1843 yılında Avrupa’dan getirilen yeni makineler ile ilk kez buhar makinelerinin kullanıldığı Feshane kapsamlı bir dokuma fabrikasına dönüştü. 1866 yılında çıkan bir yangında buhar makinesi dışında her şeyini kaybeden Feshane, 1868 yılında aynı yerde yeniden inşa edilerek en yeni makinelerle donatıldı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonucunda fabrika, Bab-ı Seraskeri emrine verilerek “Fes ve Melbusat-ı Askeriye Fabrikası” ismini alan yapı 1921 yılına kadar askeri idarede kaldı. 1894 yılında güncel ihtiyaçlar doğrultusunda yenilenen Feshane’de “Sanayi Sıbyan Mektebi” açıldı; okulda dokuma derslerinin yanında uygulama eğitimi de verilerek yeni ustalar yetiştirildi.
Cumhuriyet dönemiyle birlikte birkaç kez el değiştiren Feshane, 1985’te İstanbul Belediyesi’ne devredildi. 1986 yılında Haliç çevresinin yeniden düzenlenmesi projesi kapsamında yapının büyük dokuma salonu dışındaki bölümleri yıkıldı; konfeksiyon bölümü ise Bakırköy Pamuklu Sanayii İşletmesi’ne taşındı. Tarihî alan, 1989 yılında Eczacıbaşı Vakfı’na devredildikten sonra restore edilerek yeniden işlevlendirildi.
İBB Miras’ın 2022-23 yılları arasında gerçekleştirdiği restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmalarının ardından “Artİstanbul Feshane” adıyla İstanbul’un kültür sanat hayatına kazandırıldı.