İstanbullular ‘Haliç Sanat’ ile Nefes Alıyor
İBB Miras, 18. yüzyıl İstanbul sivil mimarisinin en özgün örneklerinden olan Fener Evleri’ni, çağdaş sanat galerileri ve yaşam alanları olarak yeniden şehre kazandırdı. “Haliç Sanat” adıyla kültür sanatı Haliç kıyılarına taşıyan Fener Evleri; ev sahipliği yaptığı etkinliklerle bölgenin kültürel altyapısının güçlenmesine katkıda bulunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbullulara armağan ettiği yeni yaşam alanlarına, “Fener Evleri” de eklendi. İBB Miras dokunuşuyla “Haliç Sanat”a dönüşen Fener Evleri, çağdaş sanatı Haliç kıyılarıyla buluştururken yaşam alanları olarak da İstanbullulara nefes aldırıyor.
İlk etapta Haliç Sanat 1, Haliç Sanat 2 ve Haliç Sanat 3 olarak adlandırılan Fener Evleri’nde restorasyon sürecini tamamlayan İBB Miras, ilgili yapıları fiziksel olarak güçlendirip geleceğe güvenle taşırken güncel ihtiyaçlara cevap veren modern sanat mekânları olarak tasarladı. Yapıların karakteristik özelliklerini görünür kılacak şekilde gerçekleştirilen düzenlemelerle Fener Evleri, kültür sanat etkinlikleriyle de entegre.
Çalışmalar kapsamında yapıların özgün kimliğiyle uyumlu olmayan malzemeler de Fener Evleri’nden itinayla uzaklaştırıldı. Haliç Sanat 1’den 47 kamyon, Haliç Sanat 2’den 25 kamyon, Haliç Sanat 3’ten ise 334 kamyon olmak üzere tonlarca hafriyat çıkarılarak tarihî alanlar temizlendi.
Evrensel koruma ilke ve tekniklerini gözeten restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmalarının ardından yeniden kent hayatının bir parçası olan Fener Evleri ile Cibalikapı’dan başlayıp Sveti Stefan Kilisesi’ne kadar uzanan sahil şeridi boyunca devam eden bir kültür rotasının oluşturulması amaçlandı.
Gündelik hayatın akışı içinde İstanbulluların sıklıkla yanından geçtikleri önemli bir aksta yer alan Fener Evleri’nin, yeşil alanlarıyla birlikte yaşayan ve güncel etkinliklerle hep dinamik kalmayı başaran yaşam alanları olarak kent sakinlerini buluşturuyor.
İBB Miras’tan Haliç Kıyılarına Anlamlı Bir Dokunuş
Sanat aracılığı ile kentin en eski iki yakasını birbirine bağlayan yeni bir kültür sanat köprüsü olarak planlanan Fener Evleri çağdaş sanat galerileri, her birinde farklı sanatçıların mekâna özgü işlerinden oluşan sergiler ile sanatseverlerin karşısına çıktı. Kapılarını sanatla açan Fener Evleri, Haliç Sanat 1’de Vahap Avşar’ın “Özgürlük Operasyonu”; Haliç Sanat 2’de Fatih Alkan’ın “Devinen Dirim”; Haliç Sanat 3’te ise Ferhat Satıcı & Hülya Özdemir’in “Solgun Yolların Gölgesinde” başlıklı sergileri ile Tan Cemal Genç’in illüstrasyonları izleyicilerle buluşturdu.
Anıtsal yapılardan heykellere, çeşmelerden hazirelere uzanarak şehrin dört bir yanındaki kültür varlıklarını koruma ve yaşatma misyonunu sürdüren İBB Miras, Fener Evleri restorasyon sürecinde Haliç Sanat 2 yapısının yaslandığı Haliç Surları ile sur duvarının hemen ucunda konumlanan tarihî Yerköylü Ahmet Ağa Çeşmesi’nde de bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştirdi.
Yılların yarattığı tahribatın yüküyle ayakta kalmaya çalışan her iki değerli kültür varlığı, titizlikle tamamlanan çalışmalarla koruma altına alındı.
Fener Evleri Hakkında
18. yüzyıldan günümüze miras kalan Fener Evleri’ne bakarak o dönemler İstanbul’un sosyo-kültürel hayatında bazı değişimlerin yaşandığını ve bununla paralel olarak yapı alanlarında yeni üslup arayışlarının gerçekleştiğini anlaşılıyor. Bu arayışın bir sonucu olarak karşımıza çıkan ve 18. yüzyıl İstanbul sivil mimarisinde önemli bir yer tutan Fener Evleri, yapı alanındaki yeni biçimlerin bir örneği olarak yorumlanıyor.
Genellikle iki ya da üç katlı olan Fener Evleri; taş-tuğla almaşık duvarları, kemerli-şebekeli pencereleri, profilli taş konsollar üzerinde yükselen çıkmaları ve kirpi saçaklarıyla belirginleşen cephe özellikleriyle öne çıkıyor. Servis mekânlarına ayrılmış az açıklıklı zemin katlar ve bazen de ara katlara rastlanan bu evlerde üst katlar, esas yaşamın geçtiği mekânlar. Üst katlarda, merdivenin açıldığı bir sofa ile boyutları, iç dekorasyonu ve özellikle de tavanıyla etkileyici bir mekân olan evin “başodası” yer alıyor.
Fener Evleri’ni iki grupta incelemek mümkündür. İlk grubu oluşturan evler iki katlı ve çok mekânlı plan özelliği gösteren yapılar. Konumlanma özelliği olarak mevcut parsel sınırları içinde bağımsız yerleşim düzeninde ve mekânsal kurguları nedeniyle de konut işlevini yerine getirebilecek nitelikte. İkinci grup ise yine iki katlı olmakla birlikte her katta tek mekân özelliği gösteren planlamaya sahip. Evler, bağımsız konumları sebebiyle “hariciye” yani “dış kabul odaları” işleviyle de kullanıldı.
Haliç Sanat 1
Fener semtinde, Küçük Mustafa Paşa Mahallesi, Kadir Has Caddesi üzerinde konumlanan yapı, “Ceneviz Evi” olarak da anılıyor.
18. yüzyıl sonrasında yapıldığı düşünülen, taş ve tuğla malzemeden almaşık örgülü olarak inşa edilen yapı; zemin kat, üst kat ve çatı terasından oluşuyor. Zemin kat, tuğla malzemeden basık kemerli üç sıra pencereli düzenlemeye sahip. Dikdörtgen planlı iki mekândan oluşan zemin katın üst örtüsü tonozlarla oluşturuldu. Üst katta sahanlığın üzeri tonoz, ana mekânın üzeri ise kubbe ile örtülü. Bu katın iç mekânı, pencere sövesinden itibaren barok motifli kabartmalı süslemelere sahip. Üst kat ana mekân girişinin iki yanında kıvrımlı motifler içerisinde melek figürleri öne çıkıyor. Giriş aksının karşısında kubbeye geçiş ögelerinin üzerinde madalyon içerisinde iki mimari tasvir yer alıyor. Bu katın dış cephesinde sütunlar üzerinde yükselen basık kemerli üç pencere bulunuyor. Arka cephesinde ise yine basık kemerli dört sıra pencere dizisi görülüyor.
Haliç Sanat 2
Fener semtinde, Abdi Subaşı Mahallesi, Sadık Ahmet Caddesi ile Abdülezelpaşa Caddesi’nin kesişiminde konumlanan yapının arka cephesi Haliç Surları’na bitişik halde. Günümüzde yapının yan tarafında ise Haliç Surları’na ait bir kule yer alıyor. Vaktiyle aynı noktada “Petrion Hisarı”nın yükseldiği ve yapının, Petrion Hisarı’nın Petri Kapısı’nın olduğu yerde inşa edildiği tahmin ediliyor.
18. yüzyıla tarihlenen, bütünlüğünü büyük oranda koruyarak günümüze ulaşan kâgir yapı, ara katıyla birlikte iki kata sahip. İkinci katta yer alan ana mekân aynalı tonozla örtülü. Yapının ana mekânına giriş yuvarlak kemerli bir açıklıkla sağlanıyor. Kemer köşelerinde lale motiflerinin dikkat çektiği, bitkisel bezemeli kalem işleri bulunuyor. Giriş açıklığının karşısında ise baca yer alıyor. Araştırmacılara göre söz konusu baca ve süslemeler, yapıda uzun süreli konaklamaya işaret ediyor.
Güncel sanatın önemli isimlerinden Fatih Alkan’ın “Devinen Devrim” isimli sergisinde, insanın ruh ile beden uyumuna odaklandı. Sergide belli bir formda duran elemanlardan biri olan (metal ve kati) insan bedenini, diğeri ise ruhunu temsil ediyor. Bu elemanları, belirlenmiş bir düzen içinde tutma görevini ise ipler üstleniyor. Bir elemanı diğerine bağlayan yüzlerce ip, bir bakıma sağlık, para, arkadaş, aile, çocuk, varlık gibi hayatımızda rol oynayan yüzlerce değişkeninin ifadesi olarak sunuluyor.
Haliç Sanat 3
Fener semtinde, Balat Mahallesi, Mürsel Paşa Caddesi üzerinde konumlanan yapı, 18. yüzyıla tarihleniyor.
Taş ve tuğla malzemeden almaşık örgülü olarak inşa edilen kâgir yapı, zemin katla birlikte toplam üç katlı. Her bir katın girişi birbirinden bağımsız olarak tasarlandı. Zemin kat, dikdörtgen planlı olup beşik tonozla örtülü. Birinci kat ise aynalı tonozla örtülmüş tek mekânlı planlamaya sahip. Bu katın duvarları ve üst örtüsünde bitkisel motifler ile perde motifleri dikkat çekiyor. Birinci ve ikinci katların iç mekânında niş şeklinde açıklıklar bulunuyor. Kurgusu nedeniyle kompleks bir yapı bütünün parçası olduğu düşünülen yapının, iç mekân özellikleri sonradan yapılan müdahalelerle kısmen orijinalliğini kaybetmiş.
Haliç Sanat 3’te Hülya Özdemir ve Ferhat Satıcı’nın eserlerinden oluşan “Solgun Yolların Gölgesinde” sergisi, 90’lardan beri birlikte üreten iki sanatçının birlikte aldıkları yolu, yürüyüşü ve buna bağlı yolculuk belleğinin oluşturduğu üretim ve diyalog izleğine odaklandı. Yaklaşık 25 yıllık üretim sürecinin sonuçlarını gözler önüne seren sergide, Satıcı ve Özdemir’in video çalışmaları ile desenleri yer aldı.
Haliç Sanat Merkezi’ne Nasıl Giderim?
Balat Mahallesi, Mürselpaşa Caddesi
Fatih-İstanbul