Şehrin Kültür Sanat Hayatına Yeni Bir Soluk: Cendere Sanat Müzesi
100 yılı aşkın tanıklığıyla İstanbul’un önde gelen endüstri mirası yapılarından biri olan Cendere Pompa İstasyonu, İBB Miras tarafından hayata geçirilen restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmalarının ardından “Cendere Sanat Müzesi” adıyla şehrin kültür sanat hayatına yeni bir soluk katmak için kapılarını açtı.
II. Abdülhamid döneminde yapılan, Hamidiye Su Tesisleri’nin terfi istasyonlarından biri olarak 1902 yılında hizmet vermeye başlayan Cendere Pompa İstasyonu, İBB Miras tarafından uygulanan restorasyon çalışmalarının ardından yaşayan bir mekân olarak İstanbul’a kazandırıldı.
“Su Medeniyetleri Müzesi” işleviyle 2011 yılında restorasyon çalışmaları yapılan ancak uzun yıllardır kullanılmadığı için yeniden atıl duruma düşen Cendere Pompa İstasyonu’nun özgün mimari niteliklerini ve tarihsel değerini ortaya çıkaran bir anlayışla restorasyon sürecini tamamlayan İBB Miras, çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapacak bir yaşam alanı olarak tasarlanan “Cendere Sanat Müzesi”ne hayat verdi.
Çalışmalar kapsamında anıtsal ağaçlar ve yoğun bitki dokusuyla çevrili olan yapının çevre düzenlemesi de gerçekleştirilerek Cendere Pompa İstasyonu’nun çevresiyle birlikte kamusal bir paylaşım alanına dönüşmesi sağlandı.
Hayata geçirdiği projelerde sadece yalın bir restorasyon yapmakla yetinmeyen, söz konusu miras alanlarını yeniden işlevlendirerek şehir hayatının bir parçası yapmayı da aynı titizlikle sürdüren İBB Miras, Cendere Sanat Müzsi ile unutulmuş bir endüstri yapısını kente entegre ederek belli merkezlere odaklanan kültür sanat dünyasının sınırlarının genişlemesine de katkıda bulunmuş oldu.
İlk Sergi: “Akışın Tanığı”
Sergi mekânları, kültürel etkinlikleri, atölye ve okuma alanlarıyla İstanbul’un kültür sanat hayatına yeni bir soluk katmaya hazırlanan Cendere Sanat, “Akışın Tanığı” isimli sergiyle kapılarını açtı. Küratörlüğünü Derya Yücel, Ebru Yetişkin ve Marcus Graf’ın üstlendiği sergi; sanatçıların fiziksel, bilişsel ya da düşsel mekânları kendilerine ait kılma girişimini, mesken olarak suya yerleşen imgeler aracılığıyla açığa çıkarıyor.
İstanbul’daki kentsel değişimin şiirsel, mimari, tekno-bilimsel, mitolojik, politik, ekolojik ve felsefi yönlerine odaklanan sergide; Alper Aydın, Burçak Bingöl, Çağrı Saray, Dilara Akay, Ebru Döşekçi, Elçin Acun, Elmas Deniz, Fırat Bingöl, Genco Gülan, Gizem Renklidağ, Gökhan Avcıoğlu, Gözde Mimiko Türkkan, Gökhan Avcıoğlu, Gülçin Aksoy, Gülhatun Yıldırım, Hüsamettin Koçan, İrem Tok, Onur Mansız, Pınar Öğrenci, Silvia Bener, Uğur Cinel, Volkan Aslan ve Yasemin Özcan’ın eserleri ziyaretçilerle buluştu.
Cendere Pompa İstasyonu Tarihçe
Ayazağa Mahallesi, Cendere Caddesi üzerinde yer alan Cendere Pompa İstasyonu, II. Abdülhamid’in (1876-1909) kararıyla hayata geçirilen Hamidiye Su Tesisleri’nin terfi istasyonlarından biri olarak 26 Mayıs 1902 yılında hizmete açıldı. Kağıthane dolaylarındaki membalardan toplanıp 20 farklı maslaktan geçirilen suyu, Balmumcu ve Beşiktaş-Tophane hattına dağıtan istasyonda 500 metreküplük iki adet su deposu ile saatte 1200 metreküplük suyu 120 metre yükseğe çıkaran tulumbalar bulunuyor. Su, yerçekimi gücüyle bir kuleden 3000 metre uzaklıktaki Balmumcu depolarına iletiliyor.
Zincirlikuyu’dan ayrılan bir kol Mecidiyeköy’deki çeşmelere su veriyor. Bir kol Harbiye, Maçka, Beyoğlu ve Kasımpaşa’ya, bir kol Dikilitaş’a, bir başka kol da Yıldız Sarayı, Beşiktaş ve Ortaköy’e su sağlıyor.
Deniz seviyesinden 34 metre yükseklikte konumlanan Cendere Terfi İstasyonu, 12.270 metrekare alan içerisinde su deposu, su pompa istasyonu ve lojmanlardan oluşan bir kompleksi. İki adet depoyla birlikte inşa edilen tek katlı yapı, yaklaşık olarak 35×25 metre büyüklüğünde, T biçimde bir plana sahip. Eski kaynaklarda “fabrika” olarak adlandırılan pompa istasyonunun günümüze ulaşan ana binası; büyük bir salon ile kazan dairesi, kömür deposu, müdür, amele odaları ve tamirhane gibi birimlerden oluşuyor. Pompalar, yapının merkezi kesiminin yükseltildiği ana salonda bulunuyor. Suyu basınçlandıracak makineler olan pompalar ve onlara buhar gücü sağlayan kazanlar, “Escher-Wyss&Cie” isimli Zürih, İsviçre merkezli bir şirket tarafından imal edildi.
Zaman içerisinde bacasını kaybeden Cendere Pompa İstasyonu, elektrikli sisteme geçilmesinin ardından bazı iç mekân alanlarında değişime uğrasa da günümüze özgün dokusunu büyük oranda koruyarak ulaşmayı başardı. Yapı, 1990’lı yıllara kadar “istasyon” fonksiyonunu sürdürdü.
Cendere Sanat’a Nasıl Giderim?
Ayazağa, Cendere Cad. No: 128, 34396
Sarıyer/İstanbul