Seyyid Velayet’ten Asude Hatun’a… İstanbul’un Türbeleri İBB Miras Koruması Altında
İstanbul’un kültürel mirasına karşı duyduğu büyük vefa ve sorumluluk bilinciyle anıtsal yapılardan heykellere, çeşmelerden hazirelere şehrin dört bir yanındaki kültür varlıklarını koruyucu eliyle iyileştiren İBB Miras, başarıyla tamamladığı projelere yakın zamanda Seyyid Velâyet ve Asude Hatun Türbeleri ile Selahaddin Uşşâki Kabri restorasyonlarını da ekledi.
Uzun bir süredir kendi haline terk edilip bakımsızlıktan harabeye dönen tarihi alanlar, İBB Miras’ın 2021-2022 yılları arasında hız kesmeden devam eden; onarımdan zemin ve yeşil alan düzenlemelerine uzanan kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla hak ettikleri değere kavuştu.
İBB Miras, Haydar Mahallesi’nin kalbinde yer alan bu üç önemli inanç merkezini, çevreleriyle birlikte koruma altına alan restorasyonuyla, İstanbul’un emanetlerini geleceğe aktaran örnek bir çalışmaya imza atmış oldu.
Seyyid Velâyet Türbesi
Seyyid Velâyet Türbesi, kaynaklarda geçen adıyla Hazret-i Emîr Şeyh Seyyid Velâyet bin Seydi Ahmed’den İstanbul’a kalan yüzlerce yıllık bir miras alanı. Son yıllarda unutulmuşluğa terk edilen türbe, İBB Miras’ın restorasyon çalışmalarıyla A’dan Z’ye kapsamlı bir onarımdan geçti. Zemin ve yeşil alan düzenlemeleri de yapılan türbenin yanındaki hazirenin 112 mezar taşı da onarım gördü.
Seyyid Velâyet Türbesi’nin hikâyesi, içinde konumlandığı, “Emîrler Tekkesi” olarak da bilinen şık Paşa Külliyesi ile 15. yüzyıla kadar uzanıyor. Dönemin önemli şahsiyetlerinden biri olan, Zeyniyye Tarikatı şeyhlerinden Şeyh Ahmet Efendi’nin, namı diğer şıkpaşazâde’nin tesis ettiği şık Paşa Külliyesi’nde iki türbe, bir çeşme ve iki hazire bulunuyor. Külliyenin merkezini şıkpaşazâde adına inşa ettirilen, sonraki yıllarda camiye dönüştürülen mescit oluşturuyor. Emîrler Tekkesi ise günümüze ulaşmış değil.
Aynı alanda çok daha önceleri, gaza dervişlerinden Sarı Saltuk adına yapılmış bir makam ve zaviyenin inşa edildiği de aktarılan bilgiler arasında.
Seyyid Velâyet’in (1451-1522), şıkpaşazâde’nin ölümünün ardından,1484 yılında tekkenin şeyhliğini üstlendiği biliniyor. Asırlardır Haydar Mahallesi’nde Seyyid Velâyet’in hatırasını yaşatan türbe, zaman içinde bölgede gerçekleşen yangınlardan olumsuz etkilense de çeşitli onarımlardan geçerek günümüze ulaşmayı başardı.
Kesme taştan inşa edilen, kare planlı ve kubbe örtülü yapısıyla klasik Türk mimarisi üslubunu yansıtan türbe, Seyyid Velâyet’in ayrıcalıklı kişiliğini vurgulayan, “Reseme Ali el-ma’rûf bi-Kânîzade” imzalı kitabesiyle dikkat çekiyor. Doğu cephesindeki giriş kapısının üzerinde yer alan kitabede, “Bu türbe Seyyid Velayet Hazretleri’nin olup -ki o, ariflerin kutbudur-, evliyaların sultanıdır. Allah’ın rahmeti ona ve cümle geçmişlerinin üzerine olsun. Vefatı: H. 929 / M. 1522-23” yazıyor.
Türbede, Seyyid Velâyet’in sandukasıyla birlikte 12 kabir bulunuyor. Bunlardan birinin şeyhin eşi Rabia Hatun’a, diğerininse sonraki şeyhlerden Said Efendi’ye ait olduğu düşünülüyor. Hemen bitişiğindeki hazirede de ulemadan ve devlet makamından önemli şahsiyetlerin mezarları yer alıyor.
Asude Hatun Türbesi
İstanbul’un inanç ve kültür hazinesinin değerli parçalarından biri olan Asude Hatun Türbesi de İBB Miras’ın sarı brandasıyla buluştu. II. Bayezid’in sütannesi Asude Hatun’a ait olduğu bilinen türbe, içine atılan çöplerle geçtiğimiz gündeme geldi.
Kaderine terk edilmiş haliyle iç burkan bir manzara sunan Asude Hatun Türbesi, İBB Miras tarafından her bir köşesinde titizlikle uygulanan restorasyon çalışmalarıyla yeniden doğdu. Zemin ve yeşil alan düzenlemeleri de yapılan türbenin yanındaki hazirenin 60 mezar taşı da restorasyon kapsamında bakım ve onarımdan geçti.
Klasik mimari üslupta, kesme taştan, çokgen planlı olarak inşa edilen ve üzeri yüksek kasnaklı bir kubbeyle örtülü olan Asude Hatun Türbesi, kapısının hemen üstündeki sülüs hatlı kitabesiyle dikkat çekiyor.
Selahaddin Uşşâki Kabri
Yapılış tarihi tam olarak bilinmeyen Asude Hatun Türbesi’nin hafızası, şehrin farklı katmanlarına açılıyor. Türbeye ev sahipliği yapan Tâhirağa Camisi; Kapıcıbaşı Seyyid Mehmet Tâhir Ağa tarafından 1700’lü yıllarda mescit, tekke ve tevhidhane gibi farklı alanları barındıran bir yapı grubu olarak inşa ettirildi. Kaynaklar, camideki tekkenin ilk şeyhinin, 1764 yılında vefat eden, Nakşibendi Tarikatı’ndan Mehmed Sâbir Efendi olduğunu gösteriyor. Camiinin haziresinde toplam 18 şâhide ve 2 türbe kitabesi bulunuyor. Şâhidelerden 8’inin, Tâhir Ağa’nın akrabalarına; geri kalanınsa tekke dervişlerine ait olduğu düşünülüyor.
Aslen Nakşibendi olan Tâhir Ağa Camiisi, Abdullah Selahaddin Uşşâki’nin, Mehmed Sâbir Efendi’den sonra posta geçmesiyle Uşşâkiyye’ye intikal ediyor. Halvetiyye’nin Uşşâki kolundan Salâhi şubesinin kurucusu olan ve vefatına kadar (1783) Tâhir Ağa Tekkesi’nde irşat faaliyetini sürdüren şeyhin hatırası, günümüzde Selahaddin Uşşâki Kabri ile ölümsüzleşmiş durumda.
İBB Miras’ın restorasyon çalışmalarının üçüncü ayağını oluşturan Selahaddin Uşşâki Kabri, gördüğü bakım ve onarımın ardından manevi değerine yakışır bir çehreye kavuşarak gelecek yüzyıllara yeni bir adım attı.